9.Sınıf Türk Edebiyatı Ders Notları-Şiir Dili (Söz Sanatları)


REKLAMLAR




Ekleyen: soruca | Okunma Sayısı: 42511

                                                                  ŞİİR DİLİ

 

   Şiir insanın değişen duygu,çoşku,özlem ve hayallerini kendine özgü bir dille ifade eder. Dili daha canlı,daha güzel ve daha tesirli hale getirerek ona bir üst kimlik kazandırır. Şair günlük dildeki sözcükleri özenle seçer. Onlara yepyeni anlamlar kazandırır. Kullanılan dile yeni değerler ve anlamlar kazandırır. Benzetmelere değişmecelere(mecaz) yer verir. Somut varlıkları soyutlaştır, soyutları da somutlaştırır. Böylece duygu ve düşüncelerine bir anlam derinliği kazandırır.

                                                                  

                                                                   Söz Sanatları

                                                                        

                                                                       Teşbih

Anlama güç katmak için, aralarında gerçek ya da mecaz, çeşitli yönlerden ilgi, benzerlik bulunan en az iki varlıktan zayıf olanı nitelik bakımından güçlü olana benzetme sanatıdır. 

 

Teşbih sanatında en az iki, en fazla dört öğe bulunur. Öğeleri şunlardır :
  

1- Benzeyen (müşebbeh, teşbih edilen, benzetilen) : Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından güçsüz olanıdır. 
2- Kendisine Benzetilen  : Birbirlerine benzetilen şeylerden nitelik bakımından daha üstün ve güçlü olanıdır.
3- Benzetme Yönü  : benzeyen ve kendisine benzetilen arasındaki ortak noktadır. Zaten benzetme bu ortak noktayı belirtmek için yapılır. (Ancak bu ortak nokta her zaman vurgulanarak zikredilmeyebilir.)

4- Benzetme Edatı  : Benzeyen ve kendisine benzetilen arasında benzetme ilgisi kuran kelime veya ektir.

 

 

Teşbihte genellikle şu kelime ya da ekler benzetme edatı olarak kullanılır : 

 

 

Ör: Ali aslan gibi cesurdur.

      1- Benzeyen-benzetilen: Ali

      2- Kendisine benzetilen: aslan

      3- Benzetme yönü: cesaret

      4- Benzetme edatı: gibi

 

Ör: Cennet gibi güzel vatan

 

Ör: "Yol yılan gibi kıvrılıyor"

Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime,

Bir eski çıban gibi işliyor içerime.

                    (Ayak Sesleri/ Necip Fazıl Kısakürek)

 

Benzeyen: Sesler

Kendisine benzetilen unsur:Eski çıban

Benzetme yönü: Batmak,işlemek

Benzetme edatı: Gibi

 

 

 

Teşbih-i beliğ:Sadece  benzeyen ve benzetilen ile yapılan ve benzetme edatı ile benzetme  yönü bulunmayan teşbihe teşbih-i beliğ denir.

 

 

 

 

Ör:Günlerim koklamadan attığım bir güldür.

 

Ör:Yarin dudağından getirilmiş

      Bir katre alevdir bu karanfil 

                                       Ahmet Haşim

Ör: Kömür gözlüm, gül dudaklım

      Sen de bir gün perişan ol

                                          Hicranî

 

Ör: Aslan askerler koşuyor.


 

                                                                     

 

 

 

 

İstiare(İğretileme)

Sadece benzeyen ya da benzetilenle yapılan  teşbihe istiare denir. Açık istiare ve kapalı istiare olmak üzere ikiye ayrılır.

Açık istiare: Benzetme öğelerinden sadece kendisine benzetilenin bulunduğu benzeyenin bulunmadığı istiaredir.

 

 

Ör: Yüce dağ başında siyah tül vardır.

 

Benzeyen: bulut(söylenmemiş)

Benzetilen:siyah tül (söylenmiş)

Ör: Havada bir dost eli okşuyor derimizi

 

Benzeyen: Rüzgar(söylenmemiş)

Benzetilen: dost eli(söylanmiş)


 

Kapalı istiare: Benzetme öğelerinden sadece benzeyenle yapılan istiaredir. Kapalı istiarede  kendisine benzetilen yer almaz.

 

 

Ör:

Bir arslan miyav dedi

Minik fare kükredi

Fareden korktu kedi

Kedi pır uçuverdi

 

Dörtlükte ‘’aslan’’ , ‘’miyav’’ sözcüğüyle kediye;fare, kükredi sözcüğüyle  aslana; ‘’kedi’’ ‘’uçuverdi’’ sözcüğüyle kuşa  benzetilmiştir. Ancak dörtlükte benzetilene yer verilmemiştir.

 

Ör:     Yüce dağların başında

           Salkım salkım olan bulut.

Benzeyen:Bulut(var)

Kendisine benzetilen:üzüzm(yok)    


 

 

Teşhis(Kişileştirme)

İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklara insana özgü bir özellik verme sanatına teşhis denir.

 

 

Ör: Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl

      Kahraman ırkıma bir gül ne bu şiddet bu celâl

 

Ör: Ağlama karanfil beni de ağlatma

      Sil göz yaşlarını

Ör: Gel bahar erit bu yolun karını

      Geçen seneleri anmayalım hiç

      Dinle bülbüllerin şarkılarını

      Güllerin kıpkızıl şarabını iç


 

İntak(Konuşturma)

     İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkların konuşturulması sanatıdır. Konuşturma kişileştirmeden sonra gelir.Varlıklar önce kişileştirilir sonra gerekirse konuşturulur. Her intakta bir kişileştir me vardır ama her kişileştirmede bir intak yoktur.Fabllar bu sanata örnektir.

 

Ör:Mor menekşe:’’Bana dokunma;’’diye bağırdı.

Ör:Minik kuş:’’Anne beni rüyalar ülkesine götür.’’diye yalvarıyordu.

 

Tezat(Karşıtlık)

 

 

Ör:Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz

 

Ör.Ağzına yok dediler dediklerince var imiş

Ör: Ne efsunkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet

      Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten


 

 

 

 

 

 

 

Mübalağa(Abartma)

Bir sözün etkisini arttırmak amacıyla bir şeyi olduğundan çok göstermek ya da olmayacak biçimde anlatma sanatıdır.

 

 

Ör: Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ    

 

Ör: Alem sele gitti gözüm yaşından.
      Bir ah çeksem dağı taşı eritir,

                                                        

 

Ör: Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

      Gömelim gel seni tarihe desem,sığmazsın.

 

Ör: O kadar zayıftı ki

      Bir dalın arkasına geçse göremezdi kimse onu


 

 

Telmih(Hatırlatnma)

Söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye işaret etme sanatı.

 

 

Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu,

Kerem’in sazına cevap veren bu.

 

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor teshidi,

Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.

                                                   M. Akif Ersoy

Ekmek Leyla oldu bire dostlarım,

Mecnun olup ardı sıra giderim.

 

Şu Boğaz harbı nedir?Var mı ki dünyada eşi?

En keşif orduların yükleniyor dördü beşi.

                                                    M. Akif Ersoy

Gökyüzünde İsa ile,

Tur dağında Musa ile ,

Elindeki asa ile,

Çağırayım Mevlam seni.

                          Yunus Emre

 

 

Tecahül-i Arif(Bilip de Bilmemezlikten Gelme)

Bilinen bir gerçeği bilmez görünerek anlatma sanatıdır.

 

 

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?

                                  Cahit  Sıtkı Tarancı

Sular mı yandı,neden tunca benziyor mermer? 

                                                       Ahmet Haşim


Hüsn-i talil(Güzel Bir Nedene Bağlama)

 

Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini,gerçek sebebinin dışında başka,güzel bir nedene bağlamadır.

 

 

Senin o gül yüzünü görmek için

Sana güneş bakmak için doğuyor.

 

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden

Birçok seneler geçti dönen yok seferinden

                                           Yahya Kemal Beyatlı


Tenasüp

Anlam yönünden birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada kullanmaktır.

 

 

Ör:Yine bahar, bülbül sesinden

      Seda verip seslendin mi yaylalar

      Çevre yanın lale sümbül bürümüş

      Gelin olup süsülendin mi yaylalar

 

?Bu  dizelerde ‘’bahar,yayla,lale, sümbül,bülbül   

   sesi,seda’’ birbiriyle ilgili sözcükler olarak                     

Ör: Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabip

    Kılma derman kim helakim zehr-i dermendadır.

 

 

 

?Bu dizelerde ‘’dert,derman,ilaç,tabip’’ birbiriyle             

   ilgili sözcükler olarak kullanılmıştır.

 

   kullanılmıştır.

 

 

 

 

 

 

Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)

 

     Bir sözün benzetme amacı güdülmeden gerçek anlamı dışında kullanılması sanatıdır.Gerçek anlama gelmesi imkansızdır.

 

Ör:Ankara bu olaya tepki gösterdi.

     Burada tepki gösteren şehir değil.Anakara da bulunan hükümettir.Mecaz-ı mürsel yapılmış.Şehir söylenmiş hükümet kastedilmiştir.

 

Ör:Cemil Meriç’i her okuyuşumda yeni bir şeyler buluyorum. (Kitabını okuyorum kendisini değil)

 

Ör: Kırmızı beyaz bu sene başarı gösteremedi.

Ör:Evin suyu patlamış.

 


REKLAMLAR


Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan yer sağlayıcı olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu nedenle, sitemiz uyar ve kaldır prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, sorucam@gmail.com mail adresinden bize ulaşabilirler. Şikayet yerinde görüldüğü takdirde ihlal olduğu düşünülen içerikler sitemizden kaldırılacaktır. Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.