Pınar Hanım,Hatice,Yasemin Öğretmen,Esra )
(Pınar Hanım misafir odasında kitap okurken Hatice Hanım da antika koltukların tozunu almaktadır.)
Pınar Hanım:Kızım biraz yavaş!Çizdireceksin canım koltukları.
Hatice:Aşk olsun hanımım.Çizer miyim hiç.(içinden)Sen kafayı çizdirmişsin,koltukların çizilse ne olur?
(Hatice,Pınar Hanım’ın okuduğu kitabı merak etmekte ve sürekli onun dikkatini dağıtmaktadır.)
Pınar Hanım:Kızım,dikkatimi dağıtıyorsun,işinle ilgilensene!
Hatice:Hemen kızma be hanımım.Ben okuduğunuz kitabı merak ettim.Kapağı ilgimi çekti de.
Pınar Hanım:Ne güzel,sen demek kitap okumayı seviyorsun.Kitaplara meraklı hizmetçiyi ilk defa görüyorum.Bu konuda senin adına çok sevindim.Kütüphanemden istediğin kitabı istediğin zaman alabilirsin.
Hatice:Ama benim okuma yazmam yok ki.
Pınar Hanım:Madem okuma yazman yok.Deminden beri ne diye bakıp duruyorsun kitaba?
Hatice:Kapağındaki dana resmi dikkatimi çekti o yüzden bakıyorum.Ben çocukken çok güzel dana resmi çizerdim de.Bunun kulakları tavşan kulağı gibi olmuş.Tavşan demişken sana tavşan kanı bir çay yapayım mı hanımım?
Pınar Hanım:İstemem,kalsın!Sen boş ver çayı,gel otur karşıma şöyle.
Hatice:Hayırdır hanımım.Sen ve ben karşılıklı oturacağız.İki candan dost,yoldaş gibi öyle mi?
Pınar Hanım:Bırak gevezeliği de otur hadi!Sen neden bu yaşa kadar okuma yazma öğrenmedin?
Hatice: Öğrenmek istemez miyim hiç?Bizim köyde öyle kız kısmını okutmazlar.
Pınar Hanım:Ne kadar cahilce bir davranış.Ben sana okuma yazmayı öğretirdim ama.Biliyorsun her günüm dolu.
Hatice:Bilmez miyim hanımım.Pazartesi apartmandakilerle altın gününüz.Salı dernekten arkadaşlarınızla mantı gününüz.Çarşamba anasınıfından arkadaşlarınızla mantar çorbası gününüz.Perşembe günleri…
Pınar Hanım:Kes artık,Hatice Hanım!Başıma ağrılar çıkarttın.Hiç çenen yorulmaz mı senin?
Hatice:Özür dilerim.
Pınar Hanım:Belki sana üst kattaki Yasemin Öğretmen yardımcı olabilir.Kendisi emekli müzik öğretmeni biliyorsun.
Hatice:Hani şu,Allah’ın günü kemençe çalan pırlanta dişli arkadaşınız mı?
Pınar Hanım:Kemençe değil o,keman.
Hatice:Aman ne fark eder?İkisi de gıy gıy da gıy insanın başını şişirmiyor mu?
Pınar Hanım:Sen zaten ne anlarsın sanattan?
Hatice:(boynunu büker)He ne anlarım ben sanattan.Benim için sanat,varsa yoksa şu iki bez parçasından,bir kutu deterjandan ibaret.Benim gibi fukara köylü ne bilsin sanatı manatı.
Pınar Hanım:Tamam canım,kırılma hemen.Şaka söyledim.İnsan düşünmeden böyle abuk sabuk konuşabiliyor.
Hatice:Önemli değil.(içinden)Bir daha olmasın!
(kapı çalar,gelen Yasemin Öğretmendir.)
Pınar Hanım:Hoş geldin.Biz de tam senden bahsediyorduk.
Yasemin Öğretmen:Hayırdır.
Pınar Hanım:Bizim Hatice Hanım’ın okuma yazması yokmuş.Ben de sizin yardımcı olabileceğinizi söylüyordum.
Yasemin Öğretmen:Olurum tabi canım.Kızımız yeter ki öğrenmeye istekli olsun.
Hatice:O zaman içeriden kağıt getireyim.
Pınar Hanım:Çok karıştırma ortalığı.
Hatice:Tamam hanımım.
Yasemin Öğretmen:Görüşmeyeli neler yapıyorsun?
Pınar Hanım:Ne yapayım.Biliyorsun günlerden dolayı hiç kendime vakit ayıramıyorum.Bu arada,geçen gün iki genci senin eve çıkarlarken gördüm.Ellerinde de keman vardı.Özel ders mi veriyorsun?
Yasemin Öğretmen:Yeni başladım ders vermeye.Çok yetenekli çocuklar hemen kavradılar.
Hatice:Yasemin Öğretmenim ben ilk derse hazırım.
Pınar Hanım:Kızım,dur!Bu ne acele?(Gözü Hatice’nin elindeki kağıda ilişir.)Kızım o elindeki kağıdı nereden buldun?Bir dakika!Bunlar Alanya’daki evin tapusu.Çabuk git,bunları yerine koy!
Hatice:Aman ne bileyim hanımım.Boş kağıt bulamadım ki.Elimi nereye atsam her bir yerdeki evlerinizin tapusu çıkıyor.
Yasemin Öğretmen:Sinirlenme hemen Pınarcığım.Kızcağız nereden bilsin?Hatice Hanım sen git,kütüphanenin dördüncü rafındaki boş kağıtları al.
Hatice:Hemen alıp geliyorum.
Pınar Hanım:Sen,dördüncü rafta boş kağıt olduğunu nereden biliyorsun?
Yasemin Öğretmen:Canım,sen geçen gün kek yapacağım diye mutfağa girdin.2,5 saatte zor çıktın.O ara da ben de kütüphaneye şöyle bir göz attım.Ne var bunda?
Pınar Hanım:Bir şey yok canım.Komşuyuz şunun şurasında.
Hatice:(elinde kağıtlarıyla gelir.)Şimdi tamam mı Yasemin Öğretmenim,başlayabilir miyiz?
Yasemin Öğretmen:Hadi,geç bakalım şöyle!Hemen kavrayabiliyor musun bir bakalım?
Pınar Hanım:Siz çalışırken ben makyajımı tazeleyeyim.Hadi size iyi çalışmalar.
Yasemin Öğretmen:Birazdan biter,merak etme.
Hatice:Hanımım,bir sökeyim okumayı,birlikte alt yazılı filmleri izleriz.
Pınar Hanım:Ukala şey.
Yasemin Öğretmen:Hadi,Hatice Hanım.Geç şöyle de bir an önce başlayalım.
Hatice:Peki,Yasemin Öğretmenim.
Yasemin Hanım:Hatice Hanım,alfabemizde toplam 29 harf vardır.Sekiz tanesi ünlü,yirmi bir tanesi ünsüzdür.
Hatice:İbrahim Tatlıses gibi mi?
Yasemin Öğretmen:Ay,çok hoşsun Hatice Hanım.Lütfen,biraz daha ciddi olalım.
Yasemin Öğretmen:A’dan başlayalım.Bu Ali’nin A’sı
Hatice:Bu da Veli’nin B’si değil mi?
Yasemin Öğretmen:Hatice,hani ciddi olacaktık?
Hatice:Benim ikizlerin ismi Ali ile Veli,o yüzden öyle heyecan yaptım.
Yasemin Öğretmen:Allah bağışlasın.Devam edelim.Banu’nun B’si.
Hatice:Banu’nun B’si.
Yasemin Öğretmen:Ceylan’ın C’si.
Hatice:Ceylan’ın C’si.
Yasemin Öğretmen:Çiçeğ’in Ç’si.
Hatice: Çiçeğ’in Ç’si.
Yasemin Öğretmen:Çok güzel.Derya’nın D’si.
Hatice:Derya’nın D’si.
Yasemin Öğretmen:Çok iyi gidiyorsun Hatice.Bu da Ercan’ın E’si.
Hatice:Yok,ben onu söyleyemem!Elin adamının ismini ne diye tekrar edeyim papağan gibi.Bizim herif bir duyarsa kırıverir kemiklerimi.Biz bunu Elif yapalım.
Yasemin Hanım:Peki,Elif’in E’si olsun.
Hatice:Ha,şimdi oldu.Elif’in E’si.
(Pınar Hanım salona girer.)
Pınar Hanım:Nasıl gidiyor bakalım?
Yasemin Öğretmen:Hatice Hanım çok çabuk kavrıyor.Bir de arada ciddiyetini bozmasa.
Pınar Hanım:Hatice ve ciddiyet,ikisi bir arada biraz zor.Yasemin,benim bir fikrim var.Ben bugün evde çok sıkıldım.İstersen birlikte yürüyüşe çıkalım.
Yasemin Öğretmen:Güzel bir fikir de.Hatice Hanım ne olacak ?
Hatice:Hanımım ne güzel gidiyordu.Ben şimdi hepsini unutuveririm.
Pınar Hanım:Ne olacak canım,yarın tekrar ediverirsiniz.
Yasemin Öğretmen:Sen merak etme Hatice Hanım,yarın telafi ederiz.
Hatice:Tamam,siz nasıl isterseniz.
Yasemin Öğretmen:O zaman ben yukarıya çıkıp eşofmanlarımı giyeyim.
Pınar Hanım:Boş ver,çarşıdan alıveririz şimdi.Çıkalım bir an önce.
Yasemin Hanım:Tamam sen bilirsin.Almayı düşünüyordum zaten.
Pınar Hanım:Hatice,biz çıkıyoruz.Eğer acil bir durum olursa cepten ararsın.Hadi,görüşmek üzere.
Hatice:Tamam hanımım.Yolcu edeyim sizi.Güle güle yine bekleriz.
(Onlar gittikten sonra Hatice,televizyonu açar,koltukta bir sağa sola yatar.)
Hatice:Oh be!Şöyle rahat bir nefes alayım.Bakalım televizyonda hangi dizi var?Ha buldum! “Çantamdan Şöhret Çıktı” başlamış.Şu maymun da ünlü olamadı gitti.Ay!Ben bomba haberi Esra Hanıma vermeyi unuttum.Ne hanımı canım.Hanım diye diye ağzımız alıştı.
Hemen arayayım.(birkaç yanlış numarayı çevirir)Esracığım siz misiniz?Yanlış oldu,özür dilerim.Ama bomba haberi size de vereyim.Yüzüme kapattı.Kendi bilir.(İkinci arayışında tutturur.)Esracığım siz misiniz?Kız Esra ne yapıyorsun?Pınar Hanım çıktı.Bize gelsene.Sana bomba gibi bir haberim var.Hadi bekliyorum çabuk ol.Sonra yaparsın yemeği.Görüşürüz.(O gelene kadar çekirdek çıtlatır.)
Hatice:Gel bakalım.
Esra:Neymiş bakalım bomba haber?
Hatice:Anlatıyorum,iyi dinle!Hani,şu bizim arka sokaktaki simitçi İbrahim var ya.
Esra:Hangi İbrahim?
Hatice Hanım:Hani şu Yanık İbo canım.
Esra:Eeee.Ne olmuş ona?Kaçak simit mi satıyormuş yoksa?
Hatice:Ne simidi canım.Konservemi bozdun şimdi.
Esra:Konserveyi daha yeni kurmadık mı,hangi ara bozuldu?
Hatice:Konserve değil canım.Nasıl derler?Hani duygularını,düşüncelerini bir noktada yoğunlaştırıyorsun ya.
Esra:Konsantre demek istiyorsun.
Hatice:Neyse canım,o dediğinden işte.
Esra:Öğrendin işte ne olduğunu.Hadi sen devam et anlatmaya.
Hatice:Bu bizim Yanık İbo 56 yaşında zengin bir dulla evlenmesin mi?Adam bir anda milyoner oluverdi.Minübüsün arabalarla dolaşıyormuş.Her gün grant tuvalet geziyormuş.
Esra:Ya!Kız bu müthiş bir haber.Şimdi ben bu haberi salı günü Ayşe Hanımlara,çarşamba Güzin Hanımlara,Perşembe günü de Candan Teyzelere anlatıvereyim.Aman o da şimdi bu haberi alır önce daire sekize onra da bütün siteye yayar.
Hatice Hanım:Hadi yine iyisin. Buluverdin yine kendine bir dedikodu malzemesi.
Yalnız bana anlatacak adam bırakmadın.
Esra:Haftanın dört gününü bıraktım ya.Hem ben daha fazla durmayacağım.Bir an önce bütün mahalleye Yanık İbo’nun macerasını anlatmam lazım.Daire üçteki Şebnem Hanım’ı işe gitmeden önce yakalayıvereyim.
Hatice:Dur,ben de seninle geleyim!Bir elin nesi var,iki elin sesi var demişler.
Esra:Peki,ev ne olacak?
Hatice:Canım,ev kaçmıyor ya,yerinde duruyor.Bizim hanım eve dönene kadar biz bu haberi bütün siteye ulaştırıveririz.
Esra:Oyalanma o zaman.Vakit kaybetmeyelim.
(Yasemin Hanım ve Pınar Hanım eve döndüklerinde Hatice Hanım’ı evde bulamazlar.)
Pınar Hanım:Nerede yine bu kız?Kesin Esma Hanımlara gitmiştir.Bak,ben onu kovmaz mıyım?
Yasemin Öğretmen:Canım ne olacak?Kızcağızın da gezmeye hakkı var.Sabahtan akşama kadar evde.Hem bu senin üç aydır kaçıncı hizmetçin?Bunu da kaçırma.
Pınar Hanım:Yirmi altı ya da yirmi yedinci hizmetçi olmalı.
Yasemin Öğretmen:Tabi o kadar sudan bahanelerle kovarsan olacağı bu.
Pınar Hanım:Canım,şimdi kahvemi iki buçuk santim yüksekliğinde köpüklü istemem suç mu?Bir kahveyi köpürtemeyen hizmetçiyi ne diye tutayım evimde.
Yasemin Öğretmen:Bir saat içerisinde yüz kırk gömlek ütülettiğini de unutma.
Pınar Hanım:Ne var canım yapıversin.Maaşını da ona göre veriyoruz.
Yasemin Öğretmen:Bak,o konu da hakkını yiyemem.Allah için 199 lira bayağı bir dolgun ücret.(alaylı bir şekilde)Yoksulluk sınırının sınırından bile geçemez.
(biraz sonra Hatice Hanım gelir)
Hatice:Eyvah,hanımım gelmiş!
Pınar Hanım:Neredeydin bakalım bu saate kadar?Yine dedikodu peşindeydin değil mi?
Hatice Hanım:Yok hanımım.Olur mu öyle şey?
Yasemin Öğretmen:Hatice Hanım,dedikodu mu yapıyor?Hiç yakıştıramadım Hatice Hanım size.
Pınar Hanım:Yapmaz olur mu?Sitedeki bütün havadisler ondan sorulur.Hatta kendisine Manşet Hatice derler.
Hatice:Hanımım beni sonra azarlasanız.Yasemin Öğretmenimin yanında çok utanıyorum.
Pınar Hanım:Sen mi utanacaksın?Güldürme beni?
Yasemin Öğretmen:Hatice Hanım,açıkçası ben sizden hiç böyle bir şey beklemezdim.Oysa ki ben sana istikrarlı bir şekilde okuma yazmayı öğretecektim.
Hatice:Siz ciddi miydiniz?Ben sizi şaka yapıyorsunuz,benimle eğleniyorsunuz sanmıştım.İnanın ki çok pişmanım.Orhan Bey’in kızının dizilerde oynamak için İstanbul’a kaçtığı vadesini de vereyim.Söz,daha dedikodu yapmayacağım.Sitedekilere anlatmazsam çatlarım.
Pınar Hanım:Hala dedikodu peşinde.Can çıkmayınca huy çıkmaz derler.
Yasemin Öğretmen:Eğer böyle cahilce davranışlarda bulunmazsan sana bir şans daha vereceğim Hatice Hanım.
Hatice:Söz,vallahi billahi de söz. Bundan sonra dedikodu yaparsam gözüm gibi baktığım beş programlı bulaşık makinem bozulsun.İnanın ki çok pişmanım.
Yasemin Öğretmen:Tamam,inanıyorum sana.Yarın dersimize kaldığımız yerden devam ederiz.
Pınar Hanım:Ben bu muhabbetten çok sıkıldım.Makyajımı tazeleyip geleceğim.
Yasemin Öğretmen:Tamam,sen bilirsin.
Hatice:Kızmazsanız size bir soru soracağım.
Yasemin Öğretmen:Sor bakalım.
Hatice:Şimdi ben bir ayda direkt sekizinci sınıfa geçebilir miyim?
Yasemin Öğretmen:Olur mu Hatice Hanım öyle şey?Ben sana diploma veremesem de elimden geldiği kadarıyla sana genel kültürünü arttırmanda yardımcı olacağım.
Hatice:Yaşasın artık,yanlış dolmuşlara binip saatlerce İstanbul’u dört kez turladığım için kocam kemiklerimi kıramayacak.Ayn ile Şıtayn’ı,Namık Kemal’i,Edizhun’u öğreneceğim.Çağdaş,moderin,keltentüel olacağım.
Yasemin Öğretmen:Entelektüel Hatice Hanım.Sen de artık çağdaş Türk kadınını temsil edeceksin.
Hatice:Allah sizden razı olsun.Bana hayatta yapılabilecek en büyük ve en güzel iyiliği yapacaksınız.Benim bir de sizden bir isteğim var.
Yasemin Öğretmen:Neymiş o,söyle bakalım.
Hatice:Yıllar önce ağabeyimin okulunun 24 Kasım programına gitmiştim.Orada küçük çocuğun okuduğu şiir beni çok etkilemişti.Bu şiiri size okumak istiyorum.
Yasemin Öğretmen:Tabi ki Hatice Hanım.Benim de senden bir ricam var.Benimkisi sadece bir roldü.Oysaki hayatın gerçek sahnesinde inanç ve sabırla bilgisini bizlerle cömertçe paylaşan öğretmenlerimiz burada bizimleler.
Hatic:Ama şimdi ben daha çok heyecanlandım.Ya unutursam.
Yasemin Öğretmen:Merak etme!Onlar bitip tükenmek bilmeyen anlayış ve hoşgörünün timsalsidirler.
Hatice:
Bu bahçe senin
Bu fidanlar
Bu ağaçlar
Hepsi senin en büyük emeğin
Öğretmenim.
Bir gün çiçek açacak fidanlar
Ve bir gün meyvesini toplayacaksın
Bu bahçeden.
Mutlu olacaksın öylesine…
İnsanların en mutlusu öğretmenim
Sanatların en güzelini seçmişsin
Derler ya karınca kaderince
Fakat kimse yapamaz böyle bir bahçe
Su ister güneş ister
Her biri ekmek ister
Ayrı ayrı öğretmenim.
Senin en güzel eserin öğretmenim.
Esra Hanım:
Okunmamış gerçeksin,söylenmemiş bir şarkı,
Yücesin öğretmenim,yerin gönüller tahtı.
Rekoru kırılmamış,ulaşılmamış odak,
Yarınlar yalnız senin,yalnız senin olacak.
Pınar Hanım:Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
Yasemin Hanım:Okunacak kitapsın gerçeklere ulaşan
Sesten öte ışıksın dünyamı aydınlatan.
Yüreğin yanardağdır,patlamış volkandır.
Öğretmenim bugündür,beklenen yarınlardır.
Hatice Hanım:Yıllardır benim ışığım,
İçimdeki güneş
Yarınım ve her günüm
Benim biricik öğretmenim.
2024 Tüm hakları saklıdır. /İletişim:sorucam@gmail.com