Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı
*Eş anlamlı kelimelerin bir arada kullanılması *Anlamı zaten diğer kelimelerde bulunan kelimelerin gereksiz yere kullanılması *Bir kelimenin yerine yanlış anlam verecek şekilde başka bir kelime kullanılması *Birbiriyle çelişen sözlerin bir arada kullanılması *Eklerin yanlış kullanımı *Özne-yüklem uyumu/ uyumsuzluğu *Nesne-yüklem uyumsuzluğu *Tümleç yanlışları *Düşünme ve mantık hataları *Fiilin veya yardımcı fiilin yanlış kullanılması *Tamlama yanlışları *Kelimelerin yanlış yerde kullanılması *Birleşik cümlelerde yüklemler arasındaki uyumsuzluk
Dilin en önemli görevi onu kullanan insanlar arasındaki anlaşmayı sağlamaktır. Söylenmek istenen her şey, açık, yalın ve anlaşılır biçimde dile getirilmelidir. İyi bir cümlede kelimeler yerli yerinde kullanılmalı, gereksiz kelimelere yer verilmemeli, anlatılmak istenenin dışında bir anlam çıkarılmasına mahal verilmemelidir. Eğer konuşmada ve yazmada açıklık, yalınlık ve anlaşılırlık yoksa ortada bir anlatım bozukluğu var demektir. Günlük konuşmalarımızda hâliyle anlatım bozuklukları yapılacaktır. Bunlar toplumdaki yerimize (statü) ve aldığımız eğitime bakılarak hoş görülür ya da görülmez. Ama yazılı anlatımda bu bozukluklar asla affedilemez. Çünkü yazı dili kültür dilidir. Kültür, bu ifade sayesinde kalıcılaşır. Eğer bu ifadede de bozukluklara yer verilirse insanlar arasında hem anlaşma eksikliği ortaya çıkar hem de farklı anlaşma yolları bulunur. Meselâ radyolarda program yapanların kendi aralarında oluşturmaya kalkıştıkları dil gibi. İster istemez bizim de oluşmasına katkıda bulunduğumuz kolaycı, "kısa yol"cu bir dil daha vardır: "...dermişim", "...falan", "...yok böyle bir şey", "kolum iptal oldu"...
Şimdi en çok karşılaştığımız anlatım bozukluklarını örneklerde görelim:
Cümlede gereksiz sözcük kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar. Bir cümlede gereksiz sözcük bulunduğunu anlamak için, sözcük cümleden çıkarılır. Bu durumda cümlenin anlam ve anlatımında bir bozulma oluyorsa o sözcük gerekli, olmuyorsa gereksizdir.
Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği şahıs arasında bir uyum olmalıdır.
Özne birinci tekil, ikinci tekil (ben, sen) Özne birinci tekil, üçüncü tekil (ben, o); Özne birinci tekil, ikinci çoğul, (ben, siz); Özne birinci tekil, üçüncü çoğul (ben, onlar)
şahıslarından oluşuyorsa yüklem, daima birinci çoğul şahsa (biz) göre çekimlenir.
"Bu işi ancak ben ve sen halledebiliriz." "Dışarıda sadece ben ve o küçük çocuk kalmıştık." "Ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik." "Ben ve birkaç yaşlı adam, kahvede uzun bir sohbete dalmıştık."
Eğer ; Özne ikinci tekil ve üçüncü tekil (sen, o); Özne ikinci tekil ve ikinci çoğul (sen, siz); Özne ikinci tekil ve üçüncü çoğul (sen, onlar);
şahıslardan oluşuyorsa, yüklem ikinci çoğul şahsa (siz) göre çekimlenir; ancak İkinci tekil ve birinci çoğul (sen, biz) şahıslar özne olursa yüklem birinci çoğul şahsa (biz) göre çekimlenir.
"Sen va annen burada ne yapıyordunuz?" "Sen hatta hepiniz bu konuda suçlusunuz." "Sen ve konukların, bize yarın gelebilirsiniz." "Galiba sonunda senle biz aynı sonuca ulaştık."
2024 Tüm hakları saklıdır. /İletişim:sorucam@gmail.com